EKOLOJİK KÖPRÜ
Ekolojik köprüler, vahşi yaşam geçitlerinin (Wildlife crossing) bir parçasıdır. Vahşi yaşam geçitleri; alt geçitler, üst geçitler, viyadük, tünel, amfibiler için tüneller, balık yolu, balık merdiveni, balık tüneli, kanallar (su samuru, porsuk ve küçük memeliler için), yeşil çatılar (kuşlar ve kelebekler için) gibi geçiş yollarını içerir. Özünde hepsinin amacı aynı; canlıların sorunsuzca hayatlarına devamını sağlamak ve habitatlarını korumak.
İlk vahşi yaşam geçitleri, 1950’lerde Fransa’da inşa edildi. Hollanda, İsviçre, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri, birkaç yıldır, yaban hayatı ve yolları arasındaki çatışmayı azaltmak için çeşitli geçiş yapılarını kullanıyor. En uzun ekosuyolu viyadüğü, 800 m uzunluğunda, Hollanda, Crailo yakınında.
Dünyanın en uzun yaban hayatı köprüsü Hollanda, Hilversum’da bulunan Natuurbrug Zanderij Crailoo ekolojik köprüsüdür. 2006 yılında tamamlanan köprü, 800 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindedir. Hollanda şu anda, ‘ecoducts’ olarak da bilinen 30 yaban hayatı köprüsüne sahip ve 20 tanesinin daha yapımı planlanıyor.
(Natuurbrug Zanderij Crailoo ekolojik köprüsü)
ÜLKEMİZDEKİ İLK EKOLOJİK GEÇİT ÖRNEKLERİ
Ülkemizde ilk ekolojik köprü, Kuzey Marmara Otoyolu Projesi ile hayata geçirilen ‘‘dür. Köprü bölgede bulunan karaca, domuz, çakal, tilki gibi birçok yaban hayvanlarını yönlendirici ve otoyolun karşısına rahatlıkla geçebilme imkanı sağlamaktadır.
Bir diğer ekolojik köprümüz Tarsus-Pozantı Otoyolu’nun 30. kilometresinde yer alan ‘Orman Ekosistem Köprüsüdür.
Değişen dünya düzeninde, nüfusun da artmasıyla birlikte daha büyük ölçülerde yerleşim alanlarına ihtiyaç duymaya başladık. Bu alanlar genişledikçe bağlayıcı koridorlara olan ihtiyaçlar da artmış oldu. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda doğayı kendimize göre şekillendirerek dönüştürmeye başladık ki habitat parçalanmalarına yol açacak kadar.
Kendi gereksinimlerimiz yüzünden yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarını tahrip etmeye başladık. Yıllar geçtikçe artan karayolları nedeniyle bu yolları kullanmak zorunda kalan hayvanların can güvenliği tehlikeye girdi. İlk başlarda levhalarla uyarılar yapılmaya çalışılsa da çok da işlevsel olmadığı ve kazalarda belirli bir ölçüde düşüş yaşanmadığı ortaya kondu. İşte tam da bu noktada biyolojik koridorlar dikkate alınarak habitat parçalanmasının önüne geçmek üzere ekolojik alt ve üst geçitler projelendirildi. Bu nedenle ekolojik köpürler doğal yaşamın korunabilmesi ve giderek azalan biyoçeşitliliğin artması için peyzaj planlamalarında büyük öneme sahiptir.
Kaza oranlarının azalmasıyla yıllık bazda araba tamirat maliyetlerinin de düştüğü ortaya konmuştur. Bu kadar avantajın yanında dezavantajlar da bulunmakta elbette. Av-avcı ilişkisi olarak baktığımızda sürekli aynı geçiş yolunu kullanan hayvanlar avcılar için açık hedef haline geliyor ve kolaylıkla avlanmış oluyorlar. Bu nedenle yol boyunca belirli aralıklarla birden fazla ekolojik köprü kurmamız gerekmektedir. Bozulan dengeyi bir nebze de olsa geri kazanmak ve yaşamımızın devamlılığını sağlamak üzere.
Kaynaklar ve İleri okumalar:
https://www.nationalgeographic.com/animals/article/wildlife-overpasses-underpasses-make-animals-people-safer
Sudenaz Çolakoğlu